İnsan bebeğinin dünyadaki ilk iki yılı
Öncelikle bu yazıyı yazmamdaki amaç insanın unutkanlığ ve bir insan bebeğinin iki yılı için gerçekten özet bir bilgi bulamamış olmam. Bu konu hakkında bir çok kitap satın aldım, bir çok yazı okudum ve sonunda kendi oğlum Bilgehan Ata ile deneyimlemiş oldum.
Aslında bu yazıyı 1 yılın sonunda aylık olarak hazırlamak istiyordum ama anlatacak motivasyon bulmadığım için yayınlamadım. Şuanki yazıyı da 2 yılın sonunda, geçmişte aldığım notlar ve görsel-videolar üzerinden hatırladığım kadarıyla oluşturacağım.
Öncelikle kendimce ilk 2 yılı böldüğüm dönemleri aşağıda kendi isimlendirmeme göre belirtmek istiyorum:
- 1) 40. gün: Bakıma muhtaçlık
- 2) 6. ay: Eşya keşfi
- 3) 9-12. ay: Fiziki keşfe geçiş
- 4) 16. ay: Düzene doğru
- 5) 18. ay: Birey olma
- 6) 24. ay: Diyalog ve Tamamlanma
1) 40. gün: Bakıma muhtaçlık
Aslında bu başlığı bile atmak gerekmeyip belki de bir giriş yazısı yazabilirim diye de düşündüm ama gerçekten durumun vahamiyetini anlatmak için özellikle başlık olmasını istedim.
Doğum sonrasındaki 40. gün dahil önümüzde çoğu hayvanın aksine bakıma muhtaç ve gerçekten tam olarak “olgun” olmayan bir “insan formu” olduğunu görebiliyoruz. Sadece fiziki ihtiyaçlardan bahsetmiyorum aslında bilişsel olarak da dünyaya tam olarak alışkın olmayan bir yapı olduğu oldukça net. Işıklar ve hareketin algılanması sert bir şekilde gözlemlenmesine rağmen felsefi anlamda bir bilinç olmadığı söylenebilir.
Fakat hareket ettiği ölçüde kendi organları, oyun oynandığı sürede oyuncaklara anlamlı sayılabilecek tepki verdiğini de unutmamak lazım. Şuan eski videolara baktığımda o dönem için hareketin yavaşlığı da önemli bir noktada gibi.
Bunun yanında fiziki olarak çok hızlı büyüdüğü de oldukça net. Belirli zaman sonrasında fiziki büyümesi buradaki ivmeye göre daha düşük ivmeyle büyüyecek.
2) 6. ay: Eşya keşfi
Yine geçmiş görsel ve videolara baktığımda 6. ayda tam olarak farklı şeyin artık destekli ve/veya desteksiz oturabildiği ve elinin ayarı olmadan sert bir şekilde eşyalara vurduğu olarak belirtebilirim.
Eskiye göre hareketleri hızlanmış olup, motor becerileri olmadığı için kontrol ise oldukça düşük. Hızlı fiziki büyüme daha yavaşlamaya başlıyor fakat zihinsel becerilerin arttığı da net.
İstediğini düşündüğümüz bir şey varsa onu yapmak istiyor ama kaba motor becerileri bile tam gelişmediği için “kaba öğrenme” yakalayana kadar vucudunun her yeri sallanarak çözmeye çalışıyor.
3) 9-12. ay: Fiziki keşfe geçiş
9. ayda başlayan emekleme süreciyle 12. ay arasında emekleme ve sonrasında ayağa kalkma süreciyle dünyayı algılama noktası çok geliştiğin yeteneklere ulaşılmakta.
İstediği bir eşyaya doğru yönelim belki de önemli bir “ilk challange” olarak düşünülebilir. Bunu yapmak için tüm vucudunu kaba motor yetenekleri ile ilerletmesi gerekiyor. Vucudunu getirdikten sonra bir de yine tam gelişmemiş elleri ile kavraması gerekiyor. Gerçekten çok zor bir şey ve bunu yaklaşık 9–12 ay arasında yapmaya başlıyor.
Ve tabi ki her şeyi ellediği gibi ağzına sokmak istemesi de ayrı bir gizem. Bu istenç 16–18. ay civarında çok aza düşüyor ve sonra kayboluyor ama yine de önceki dönemde ve 12 aylık dönemde en fazla yaptığı şey olduğu söylenebilir.
Yine aynı dönemde gelişkin olmasa da ince motor gelişimi için görece büyük oyuncaklarla oynayarak onları dizmeye çabalaması, LEGO-sıralama parçalarını üst üste koymaya çalışması ve içinden geçirme oyuncaklarını yapmaya başlamıştı.
Bu dönemde benim önerim bebek kitapları diye geçen kitapların kullanılması. Kendi kendilerine bile uzaktan almaya çalışıp, alıp incelemeye başladıkları çoğu kez görünmekte.
4) 16. ay: Düzene doğru
Artık neredeyse bir “birey”. Karmaşık oyunlar oynayıp karmaşık sorunları çözebilmekte. Seslerle iletişimi de detaylı oluşmaya başlıyor. (Bu kısımda bazı çocuklarda gecikme olabiliyor. Nedenini şimdilik bilmiyorum) Hareketleri daha insana benzer. Amaç uğruna yapacağı hareketleri ince-kaba motor becerileri ile yapabiliyor. Yine de çok ince işlerde zorlanabiliyor.
Oyun kurabilip, duygusal ve insani problemleri algılayıp tepki verebiliyor. Bu yapı da onu daha fazla insana benzediğini söyleyebiliriz. Hatta belki de tam 16. ay için artık “olgun insan ama bebek” olarak tanımlanabilir.
Tekrar etmem gerekirse hareket yetenekleri yani motor becerileri “insan” diyebilmem için öncelikli etmen olduğunu düşünüyorum. Sonrasında “iletişim” yeteneklerini sesli veya hareketle anlatabilmesi yine bu insani özellikleri geliştirmekte.
Ayrıca şu notu düşmek isterim. Ses gerçekten iletişim için çok üstün bir avantaj sağlıyor. Örneğin önceki dönemde “Baba”ya ve “Papağan”a “baba” diyorken yani sesteş olarak aynı seslendirme içerse de kendisi bunları karıştırmıyor. Yani bizim insan yüzü ile yüzme kavramını neredeyse hiç karıştırmadığımız gibi bebek de ses olarak aynı çıkardığı sesleri hiç karıştırmıyor.
Bu aylarda en önemli noktalardan birisi de gelişen dikkat süresi. Ben bu kısmı 8 aydan beri genişletmeye çalışsam da 16. ayda “normal” denebilecek seviyeye geldiğini söyleyebilirim.
5) 18. ay: Birey olma
Şarkılar söyleme, dans etme, video izleyip yorumlayabilme ve önceki aylardaki kazanımları sonrasında artık “özgün” bir birey olmaya başladığı zamanlar. 16. ayda da buna doğru emareler olduğu açık ama 18. ayda artık çok çok netleşiyor.
Çok detaylı seçim yetenekleri, oyun tercihlerinin yanında sesli iletişimle gelişim de oldukça önemli. Bu ay için çocuk çoğunlukla ne demek istediğini anlatabilse de bazı durumlarda sesli anlatarak işi hızlandırabilmektedir.
Artık bu adımdan sonra “öğrenme” sürecini çok çok daha otomatiğe bağlamakta. Yanında iki kere tekrar edilen şeyleri tekrar kendi yapmaya çalışması, kelimeleri tekrar ederek doğru yerlerde kullanmaya çalışması önemli bir ayıraç.
Ses ve kelimeler konusunda “ilkel öğrendiği kelimeler” ilkel kalmakta. Yeni kelimelerle düzeltmesine rağmen kelimeler ilkel kalabiliyor. Örneğin en çok kullandığı su ve kedi kelimeleri “fış” ve “neu” olarak 24 ay sonunda bile kalabilmekte. Fakat kedi ve su diyince yine aynı varlık ve nesneler belirtildiğini de anlamakta ve bunu karıştırmamakta. Örneğin “baba” daha önce “babo” iken; papağan olan “baba” “papağan”’a dönebildi ve hiç bilmediği “zürafa” ise sıfırdan oluşabilmekte.
Ayrıca bu dönemde artık çok net bir şekilde gruplama, benzerlikleri bulma ve eşleştirme gibi temel bazı şeyleri yapabiliyor.
6) 24. ay: Diyalog ve tamamlanma
16 aya göre çok daha hareket ve diyalog oluştuğunu düşünüyorum. Zaten sesli veya fiziki hareket ile diyalogun gelişmesi insani belirteçler için de oldukça anlamlı olduğunu düşünüyorum. Tam bu dönemde önceki dönemdeki gibi çok hızlı öğrenebildiğini de tekrar belirtmek isterim.
Bu arada hızlı öğrenmenin yanında gerçekten de tekrar edilmediğinde hızlı unutma gerçekleştiğinin de net olduğunu söyleyebilirim.
16 aylık durumda oyunlarda başlamadan önce “1, 2, 3" diyerek başlama olayı ile sıralı saymayı öğretmiştim. Şarkılar ve türkülerle 22–24 ay arasında 1–10 arasında sıralı sayı sayma gerçekleşebiliyor. Fakat arada hatalı söylenebiliyor. Ayrıca İngilizce sayma direkt 1–10 arasında verdiğimizde de ilk 4 sayıyı tekrarlaması fakat “three” yerine “bir” demesi de şuan için 25 ay için bile değişmeyen şeylerden. Muhtemelen üzerine düşülürse düzelebilir ama zaten çok değişken olabildiği için süreç sırasında daha net doğru sonuç olacaktır.
Yine fark ettiğim şekilde 22–24 ay arasında artık kendisinin bir çok şeyi anlatmak istediğini de görebiliyoruz. Bu nedenle çok sorular sordum. Sözel veya tepkisel olarak çok mantıklı veya çocukça şeyler sunsa da altyapıda Matematiksel mantık henüz oturmuş olmadığı anlaşılıyor.
Özet
Kendimce ve hatırladığım kadarıyla bir insan bebeği için 2 yıllık süreyi özetlemeye çalıştım. Muhtemelen unuttuğum yerler olursa ekleme olarak güncellemeye çalışacağım ama genel hatlarıyla süreç böyle diyebilirim.
Gerçekten bir insan bebeği ilk doğduğunda gerçekten olgun-öncesi bir şekilde doğuyor. Hızla fiziki büyüme ve motor becerileri ile sürecini tamamlayıp hızlı bir şekilde beyinsel gelişimine başlıyor.